10 Ocak 2009 Cumartesi

misvak ve dişler

Dişler sağlam yapıları ile sahibinin ölümünden uzun yıllar sonrasına kadar dayanabilmelerine rağmen bakımsızlık sebebiyle ilk kaybedilen organ sırasını da alabilir.
Düzgün konuşmanın ilk şartı olan dişler, yokluğunda, psikolojik.menfi tesiriyle dikkatleri üzerine çekmiştir.
Ön ve köpek dişleri kesip parçalamaya yararlar. Yokluğunda yüz estetiğinde korkunç uyumsuzluk hasıl olur. Azıların olmaması ise öğütme işleminin eksikliğiyle neticelenir ki; hazımsızlıkla başlayan ve çeşitli sindirim yolu bozukluklarına sebep olan durumlara yol açtığı gibi, yanakların içe çökmesiyle neticelenen bir görünüm bozukluğu tablosunu da verir.
Umumen bütün dişler besinleri parçalaması açısından lezzet almamızı sağlarlar. Çiğnemeden yuttuğumuz yiyeceklerden aldığımız lezzet çok azdır.
Dişlerin en büyük düşmanları ağızda kalan yiyecek parçalarında çoğalan bakterilerdir. Bunlar besinleri mayalandınp, ürettikleri asitle dişi deler ve derine inerler. Diş çürüğü adını verdiğimiz bu olay mine üzerindeki çatlaklardan bakterilerin direk girişi ile de olabilir. Bu patolojik durumu önlemek, ihmali halinde çabuk müdahale (dolgu) diş kaybına nazaran daha ucuz, ağrısız ve daha tutarlı bir yoldur.
Ağız, diş ve diş eti sağlığı bakımından diş paslarının da ehemmiyeti büyüktür. Bakımsız ağızlarda dişlerin çiğnemeye katılmayan bölgelerinde beyaz sarımtrak renkteki yumuşak diş pasları, uzun zaman ağızda kalırlarsa pis koku ve kötü lezzet verirler. Bakımlı dişlerde sabah temizliğinden önce görülüp 24-48 saat içinde bir mm kalınlık kazanabilir. Eski paslar mine için tehlikeli olduğu gibi diş etine de zararlıdır. Tükürüğün tesirinin yanında, paslar; diş taşları için bir başlangıçtır.
Umumiyetle iki sınıf altında toplanan diş taşları diş ile diş eti arasına birikerek irtibatı keser ve buralarını bakteri yuvasına döndürür, iltihaplara, kanamalara, harâbiyetlere, dolayısıyle dişin kısa zamanda göçüne sebebiyet verirler.
"Salvadora Persika" adı verilen, "Erak" ağacının kök ve dallarından elde edilen misvak, Peygamberimiz (sav) tarafından, tavsiye edilmiştir. Bu fırça, adı geçen ağaçtan kesilen parçanın, kabuğu 1-2 cm sıyrılıp suda yumuşatılarak liflerinin açığa çıkması ile elde edilmiş olur. Doğu Afrika'dan Hindistan'a kadar olan bölgelerde yetişen bu step bitkisi bol, ekonomik ve pratiktir. Taşınması kolay, formalitesi azdır, insana faydalı bir alışkanlık olan devamlı fırçalamayı kazandırır. Meyvesi yenen güzel kokulu bu bitkinin şu tıbbî faydalarından söz edilir ki; diş fırçalarına nisbeten bir kıyaslama yapabiliriz:
1) Antiseptik bir hususiyeti vardır.
2) Kokusu tükrük salgısını artırdığından diş etlerinin kurumasını önler.
3) PH'ı tükrük PH'ı ile aynıdır. Dolayısıyla yabancı cisim reaksiyonu göstermez (Diş fırçalarında ise PH'tan bahsedilemez. Ağız için tamamen yabancı bir cisimdir).
4) Ege Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, liflerinde baklava dilimi şeklinde "anizotrop" basit prizmatik billur kristallerinin varlığı tesbit edilmiş, bunların "kalsiyum oxalat" olduğu anlaşılmıştır. Bunun ise mekanik temizliğe tesiri büyüktür.
5) Yine aynı araştırmada tesbit edilen saprofit gram (-) bakterilerinin de faydalarından bahsedilmiştir.
6) Bu nebatî fırçanın aktif kısmı haftada bir değiştirilerek yeni bir fırça kullanma avantajı kazandırır.
7) Toz haline getirilmiş köklerinden macun yapılır. Kökleri kaynatılıp içilirse "bel soğukluğu" hastalığını önler. Dalak bölgesi ağrıları için çorba kıvamında içmek gerekir.
8) Diş macunları ileri derecede bazik olduğundan ağız içi dengesini bozar. Misvakta ise yüksek konsantrasyonlarda asit veya bazik tabiatta maddeler yoktur.
9) Bütün fırçalama metodlarına uygulanabilmesi, ağaçtan elde edildiğinden istenilen boy, kalınlık ve şekilde temini, fırçalama anında liflerinin elektrikli diş fırçalarında olduğu gibi rotasyon yapması, kuvvet fırçaya dik uygulandığından mumlu diş iplikleriyle yapılan temizliğin eldesi onu kıyas yapılmaz bir üstünlüğe eriştiriyor. (Dr.M.Ayvalı, Sızıntı Dergisi, s.3)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder