ÇİÇEKLER VE ÇİÇEK BAKIMI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ÇİÇEKLER VE ÇİÇEK BAKIMI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2009 Cuma

ORKİDELER (Orchidaceae)


Orkideler narin, cazip güzellikte, egzotik görünüşlü çiçekleri ile bütün dünyada en kıymetli çiçeklerin başında yer alır. Bu çiçeklerin uzun ömürlü ve dayanıklı olması kesme çiçek olarak değerini daha da artırır.
Orkide sanılanın aksine sadece tropik bölgelerde yetişmez. Güney kutbu hariç bütün iklimlere yayılmış 20.000 den fazla orkide çeşidi mevcuttur. Mesela Anadolu ve Kıbrıs'da yetişen bir çok orkide cinsi vardır. Bunların bir bölümü "Sahlepgiller" olarak tanınır. Ülkemize has sahlep tozu bu bitkilerin yumrularından elde edilir.

Yazımızın konusu olan orkideler ise tropik veya yarı tropik iklimlerde yetişen ve süs bitkisi olarak kullanılan cinslerdir.
Bu orkidelerin çoğu tabii olarak ağaç üstlerinde yaşayan fakat parazit olmayan bitkilerdendir. ( Epiphytes)
Bu cinsler çiçekçilikte ilerlemiş ülkelerde, uygun sera şartları sağlanarak yıllardır yetiştirilmektedir. Hatta bir çok amatör meraklı kendi imkanları ile sera şartları hazırlayarak zengin canlı koleksiyonlar meydana getirmiş, bu işi hobi olmaktan çıkararak amaç edinmişlerdir. Biz sade vatandaşların ise ev bitkisi olarak orkide yetiştirebilmesi yakın zamanlara kadar akla bile gelmezdi. Fakat son zamanlarda yine batıdan başlayan bir akımla ev şartlarında en kolay yetişen orkideler keşfedildi veya melezleri üretildi. Adım başı rastlayabileceğimiz büyük marketlerde, seralarda satışa sunuldu. Bu işin heveslileri günden güne çoğaldı. Artık salonumuzda başdöndürücü güzellikleri ile bu zarif çiçeklerin boy göstermesi hiç de hayal değil..
Orkideler diğer bitkilerden daha fazla ilgi bekler. Ancak onları ev şartlarında hayatta tutmak pek zor değildir. Önemli olan en uygun ortamı sağlayarak bol çiçek açmalarını sağlamaktır.

Orkide yetiştirmenin kuralları genel özellikler taşıdığı için aşağıda ana başlıklar halinde belirtildi.

Cinsine göre değişen özellikler ise her bitkiyi tanıtan bölümde ayrıca anlatılıdı.

GENEL KURALLAR

O rkide yetiştirmeye yeni başlanıyorsa mutlaka üzeri bol tomurcuklu ve birkaç çiçeği açmış olgun bir bitki satın alınmalıdır. Bitkiyi almadan önce evde en uygun ortam ve şartlar ayarlanmalı, mevsim kış ise eve getirene kadar soğuktan muhafaza edilmelidir. (Çiçeğin naylon muhafazasının üzerine gazete kâğıdı sarılabilir.)

ISI: Güzel ve uzun ömürlü çiçekler için orkidelerin gece ve gündüz arasında 6-8 derece bir ısı farkına ihtiyaçları vardır. Cinsine göre biraz değişmekle beraber, gündüz:20-25, gece:16-17 derece idealdir.


IŞIK: Direkt güneş almayan bol ışıklı, aydınlık bir yer lazımdır. Sabah veya akşam güneşi alan bir pencerenin yakını idealdir. Penceredeki bir tül perde ışığı yeteri kadar filtre edecektir. Kış aylarında yapay ışık kullanılabilir. Floresan lambalar bu durumda yeterlidir.Yalnız, ışığı direkt bitkiye değil de, başka bir yerden bitkinin üzerine yansıyabilecek şekilde yerleştirmek gerekir. Bitkinin günde 12-14 saat ışık alması çiçek yapımını hızlandırır.
Yapraklar ışık açısından iyi bir göstergedir. Koyu yeşil, yumuşak yapraklar bitkinin az ışık aldığını, cinsine göre sarımsı-yeşil veya kızarmış yapraklar ışığın fazla geldiğini gösterir. Yeterli ışık alan orkidenin yaprakları açık , canlı bir yeşil olur.
Orkideler yandan değil, tepeden gelen ışıktan daha çok hoşlanırlar.

SULAMA: Musluk suyu kireç ve klor taşıdığı için sprey veya sulama suyu olarak kesinlikle uygun değildir. Yağmur suyu veya memba suyu kullanılmalı, su oda sıcaklığında olmalıdır. Saf su gerekli mineralleri taşımadığı için kullanılmaz. Çoğu cinslerde iki sulama arasında üst toprağın hafif kuruması beklenir.Toprağın tamamen kurumasına izin verilmemelidir. Toprak ıslak değil, nemli olmalıdır. Yaprak ve çiçekler ıslatılmadan sulanır. Saksı tabağında su biriktirilmez. Orkideler genelde ağaç üstlerinde veya geçirgen ormanaltı çürüntülerinde yetiştikleri için çok iyi drenaj gerektirirler.
Sulama ve püskürtme daima sabahları yapılmalıdır . Akşam sulamalarında bitki kurumaya fırsat bulamaz ve hastalanır.
NEM: Yüksek nem oranı şarttır. Bir püskürtücü ile yapraklarına her sabah ılık su püskürtülmeli,çiçekler ıslanmamalıdır. Daha iyi bir metod ÇAKILLI TEPSİ kullanmaktır. Bu aynı zamanda drenaj problemini azaltır ve bitkiyi sıcak tutar. İki metod aynı anda kullanılabilir.

BESİN: Orkideler için hazırlanmış bir sıvı gübre ile yaz aylarında 2, kışın 4 haftada bir beslenir. Aşırı gübreleme faydadan ziyade zarar verir. Önerilere dikkatle uymalıdır.

SAKSI DEĞİŞTİRME: Bitki sağlıklı görünüyorsa mümkün olduğu kadar saksı değiştirilmemelidir. (Ancak 2-3 yılda bir gerekir) Saksıdan çıkan birkaç kök önemli değildir. Değiştirme yapılacaksa çiçeksiz bir döneme denk getirilir. (Normal toprak kullanılmaz. Bulunabilirse orkide için hazırlanmış özel torf kullanılmalıdır.( ağaç kabuğu, yaprak çürüntüsü, yosun ve bitkisel kömürden hazırlanmış karışımlardır).
Uygun torf bulunamazsa bahçe ürünleri satan her yerde bulunabilen hindistan cevizi lifleri kullanılabilir. (Bakınız:HİNDİSTAN CEVİZİ TORFU)

Yeni saksı eskisinden sadece bir numara büyük olmalıdır.

HAVALANDIRMA:
Orkideler aşırı sıcak, kuru ve havasız ortamları hiç sevmez. Kış aylarında bile havadar mekan ister. Ancak hava cereyanından korumak şarttır. Pencere önleri bu yüzden pek ideal değildir. Bulunduğu ortam bitkiye direk rüzgar gelmeyecek şekilde her gün havalandırılır. Cam açılamadığı zaman vantilatör çalıştırılması da gerekli sirkülasyonu sağlayacaktır. Bitkiler ilkbahar sonlarında korkmadan dışarı çıkarılabilir. Orkideler bundan hoşlanır ve sağlıklı gelişir. Balkon veya bahçenin rüzgardan korunaklı, gölge bir yerinde havalar soğuyana kadar tutulabilir.Güneş yaprakları yakabileceğinden gölge şarttır. Gölge yoksa koyu renk bir tül veya şemsiye ile de korunabilir.

Orkideler çiçeksiz iken de dikkatle sulanıp bakılmalıdır. Orkidelerin çiçekleri geçtikten hemen sonra sapları 2-3 boğum üzerinden kesilir.

Orkidelerin çiçeklenme zamanı cinsine göre değişir. Aşağıda belirtilen zamanlar şartlara göre değişebilir.

PROBLEMLER

Yapraklarda kahverengi nokta veya lekeler

Lekeler sert ise direkt gün ışığından olabilir. Lekelere dokunulmaz. Bitki biraz gölgeye çekilir. Lekeler yumuşaksa mantar demektir. Hasta dallar derhal kesilip alınır.

Büyüme bozukluğu
Dallar yan veya aşağı sarkarak büyüyorsa ışık veya sulama yetersiz olabilir.

Küflenme
Yapraklarda küflenme görünüyorsa serin ortamda aşırı nemlendirme yapılıyor olabilir. Akşamları sulama ve püskürtmeden kaçınılmalıdır.

Çiçek açmayan bitki

Bakımı doğru yapılıyor ve bitki sağlıklı ise daha fazla ışık gerektiğini gösterir. (Yapay ışık)
Gece-gündüz yeterli arasında ısı farkı yoksa çiçeklenme olmayabilir. Zira bitkinin tomurcuk yapabilmesi için gün ışığında ürettiği besini gece dinlenme sırasında depolaması gerekir. Gece yüksek ısı varsa bu besin harcanır. Dolayısı ile tomurcuk yapamaz.

Tomurcuk dökülmesi

Büyük ihtimalle sulama yetersiz veya ortam fazla kuru olabilir. Yeni alınmış bitkilerde çok görülür.

Hijyen

Bitkinin sararmış yaprak ve çiçek sapları mutlaka steril bir makasla kesilmelidir.

Böcek türü zararlılar orkidelerde pek görülmez. Seyrek olarak kabuklu bit olursa alkollü bir pamukla temizlenir.


EVDE YETİŞTİRİLEBİLEN ORKİDE CİNSLERİ

Phalaenopsis

Tropik bölgelerde ağaç üstlerinde yaşayan (epiphyte) bu cins başlangıç için nisbeten kolay bir seçim olabilir. Uzun sapların üzerinde açan büyük, uzun ömürlü ve çok cazip çiçeklere sahiptir. Gölgeye diğer hemcinslerinden daha dayanıklıdır. Buna karşılık sıcağa ve neme daha fazla ihtiyaç duyar. (Gündüz 22, gece 18 c.) Yıl içinde defalarca çiçek açabilir. Aynı sap üzerinden tekrar çiçeklenir. Bu yüzden sap dipten değil, 3-4 boğum üzerinden kesilmelidir.

Cymbidium
Bu cins de kolay yetişir. Geceleri biraz serinlikten hoşlanır. (gündüz 22, gece 15 c.) Ancak ışık isteği fazladır. Bol ve uzun yaprakları epey yer kaplar. Çiçekleri çok cazip, büyük ve son derece uzun ömürlüdür. Minyatür cinsleri de vardır.

Çiçeklenme zamanı: Ekim - Şubat arası

Miltonia

Diğerlerine göre daha derli toplu bir bitkidir. Hercaiye benzer çiçekleri zengin renklerdedir. Çiçeklenme süresi bir ay kadar sürer. Serinlikten hoşlanır. (gündüz 20, gece 15 c.)

Çiçeklenme zamanı: İlk ve sonbaharda, yılda iki kere.


Paphiopedilum

Terlik orkidesi de denilen bu cins fazla hassas değildir.Büyük çiçekleri ilginç ve karakteristik bir şekle sahiptir. Hafif gölgede yetişebilir.

Çiçeklenme zamanı: Ekim-Mayıs arası.


Cattleya

10- 15 cm. çapında muhteşem çiçekleri ile orkide denince akla ilk gelen cinstir. Orkidelerin kraliçesi olarak bilinir . Yüksek nem, bol ışık gerektirir. Gündüz sıcak, gece ise serini sever.(25-16 c. arası) Bitkinin son çiçeği de düşünce sap dibe yakın bir yerden kesilir ve kesik yer bir damla erimiş mumla kapatılır ki, mikrop kapmasın.
Çiçeklenme zamanı: Ekim-nisan arası

Dendrobium

Bu salkım çiçekli orkide bol ışık ve nisbeten yüksek gündüz ısısı ister. Buna karşılık serin gecelere diğerlerinden daha dayanıklıdır. (25- 10 c. arası) Sonbaharda yaprakları kurur.

Çiçeklenme zamanı: Ekim- Ocak arası



PAPATYALAR





Papatya, kırlarda yetişen bir çiçektir. Papatyanın üç cinsi vardır. Biçme, alman papatyası, kır papatyası olmak üzere papatyalar üçe ayrılır. Kır papatyası kırlarda yetişir kır papatyasının kafası küçük ve demet şeklindedir. Normal papatya dediğimizde aklımızla zaten kır papatyası gelir. Biçme papatyanın biraz büyüğüdür o da demet şeklindedir. Kafaları kır papatyasından biraz büyüktür. Alman papatyasının kafası kır papatyasından ve biçme dediğimiz çiçekten daha da büyüktür. Alman papatyasının diğer bir ismi ise gerbera dır. Papatyalar buket şeklinde daha da hoş dururlar. Papatyanın rengi beyaz, ortası ise sarıdır. Papatyalar kırlardan toplanıp demet şekline getirilip satılırlar. Bu üç çeşit papatyaların üçünü birbirine karıştırılıp ortaya güzel ve şık buket çıkarılır. Papatyalar vazoda çok hoş durur. Papatyalar müşteriler tarafından da sevilen bir çiçektir. Papatyalar sezonluk çiçeklerdir, papatyalar kokulu bir çiçektir papatyaları insanlar ellerine aldığı zaman seviyor sevmiyor diye tek tek kopartarak papatya falına bakarlar. Papatyalara tüm ülke halkları çok değer verirler papatyayı kırlardan toplarlar ve çoğu papatyalar güllerle karışım yapıldığında ortaya güzel bir buket şekli çıkar. Papatya ülkemizde de oldukça fazla yetişen çiçekler arasındadır. Margarit papatyası ise birebir kır papatyası ile aynıdır özel olarak kır papatyası tohumlarıyla seralarda yetiştirilir. Kır papatyalarının güzel kokusu vardır. Papatyanın anlamı ise uysal aşk anlamına gelir

GÜL YETİŞTİRME


GÜL YETİŞTİRME TEKNİKLERİ
Kalıcı olduğu düşünülürse gül bitkisi dikilmeden önce gerekli hazırlığın dikkatle yapılması,doğru dikim, sonrasında bakım ve budama işlemlerinin tam vaktinde uygulanmasıyla gülleriniz yıllar boyunca cazip çiçekleriyle bahçenizi süsler. Gül bakımı zor değil ancak ihtimam ve dikkat isteyen bir iştir.
GÜL SATIN ALIRKEN..
Fidanları güvenilir bir seradan temin edin. Güllerinizi saksı içinde alırsanız her mevsim dikebilirsiniz. Fidanları almadan önce dikkatle inceleyin. Aşının üzerinden çıkan en az dört adet sağlıklı dal bulunsun.Yaprakları canlı ve lekesiz olsun. Saksının içini ot bürümüş, altından kökler fışkırmışsa bu iyiye işaret değildir. Bitkinin kart olduğunu gösterir.
Ancak ilk ve sonbaharda çok fazla çeşit bulunduğu için bu zamanlarda daha kolay seçim yapabilirsiniz. Ayrıca sonbaharda dikilen güller daha kolay tutar. Kış boyunca yerine alışır ve baharda güzel açar.
GÜL HANGİ TOPRAKTA YETİŞİR..
Gül fazla seçici olmamakla beraber, en iyi bağ toprağı da denilen demiri bol hafif kırmızımsı,kumlu killi toprakta yetişir. Bakir toprakları sever. Fazla asitli,kireçli ve besin açısından zayıf topraklar gül yetiştirmek açısından uygun değildir. Bol gübre veya kompost kullanılarak böyle topraklarda da gül yetiştirmek mümkündür.
Ağaç veya yüksek çalı bitkilerinin altlarına gül dikilmemelidir. Gölge olması bir yana, ağaç kökleri fidanların gelişmesine izin vermez.
Daha önce gül yetişmiş topraklara veya eski gül fidanlarının yakınına yeni gül dikilmesi uygun değildir. Sebebi tam bilinmemekle beraber yeni güller böyle yerlerde iyi gelişemez, hatta ölebilir. Bu durum "gül hastalığı" diye adlandırılmıştır.
Mecbur kalınırsa dikim çukuru biraz geniş ve derin açılır ve buradan çıkan toprak kullanılmaz. Bahçenin başka bir yerinden toprak getirilir. Eski toprak başka yerde rahatlıkla kullanılabilir.
Ayrıca toprağın drenajlı olması gerekir. Su tutan yerlere gül dikilm
ESKİ GÜLLERİN YERİNİ DEĞİŞTİRMEK..
Bazen gölgede kaldığı için veya başka bir sebeple gül fidanının yeri değiştirilmek istenir. Bitki 10 yaşında bile olsa bu mümkündür. Bu iş için en uygun zaman kasım-aralık aylarıdır. Böylece fidan bahar gelmeden yeni yerine alışma fırsatı bulur.
Önce yeni çukur açılıp hazırlanır. Daha sonra sökülecek gülün dalları kısaltılır. Bitkinin etrafı köke zarar vermeden açılır. Çatal bel yardımıyla dikkatle yerinden oynatılır. Toprağıyla çıkarılırsa daha iyi olur. Vakit geçirilmeden yeni yerine dikilir ve bolca sulanır.
GÜL İÇİN GEREKLİ BESİN NASIL SAĞLANIR..
Aşırı besin tüketen bir bitki olduğu için toprağı her yıl gübrelenmelidir. Güllerin çevresi sonbaharda yanmış gübre ile tamamen örtülür. Bu suretle hem kökler soğuktan korunmuş olur hem de toprak besince zenginleşir.
● Gül için hazırlanmış kurumuş kan ve öğütülmüş boynuz ile yapılan tabii gübreler de çok faydalıdır. Yavaş etkili bu gübreler ilkbaharda fidan başına bir avuç hesabıyla gül diplerine serpilir.İlk çiçekleri geçtikten sonra ve yaz ortasında olmak üzere iki kere daha aynı miktarda gübre verilmelidir.
● Fidanlar tomurcuk zamanı gübre şerbeti veya suni gül gübresi eritilmiş suyla arada bir sulandığı takdirde bol çiçek açar. Temmuz ayına kadar hiç olmazsa üç kez şerbet verilmelidir. Özellikle çiçekli dönemlerinin sonunda verilirse yeni tomurcuklar çıkarmakta gecikmeyecektir.
Gülleri beslemek için yukardaki iki usulden biri tercih edilir.
Gübre şerbeti için bir kovaya bir kaç kürek yanmış gübre ıslatılır. Üzeri örtülü olarak 3-4 gün bekletilir. Daha sonra sulama sırasında güllere verilir. Özellikle kuş gübreleri böyle verilmelidir.
GÜL DİKİLECEK YERİN HAZIRLANMASI..
Az sayıda gül dikilecekse mümkünse dikimden bir ay önce 40-50 cm. derinlik ve 50 cm. genişlikte çukurlar açılır.Çıkan toprağın üst kısmı bir tarafa,alt tabaka ise başka bir tarafa ayrılır. Çok sayıda fidan tarh şeklinde dikilecekse seçilen yer bolca yanmış gübreyle karıştırılıp,tarla usulü kazılır. Çukurlar daha sonra açılır. Buralardaki yabani otlar ve varsa iri taşlar temizlenir.
GÜL DİKİMİ..
Ayrılan üst tabaka toprak fidan başına bir kova yanmış gübreyle karıştırılır. Yoksa gül için hazırlanmış yavaş etkili bir suni gübre fidan başına bir avuç toprağa karıştırılır. Çukura biraz gübreli toprak atılır. Fidan saksıdan toprağını dağıtmadan çıkarılır. Bunun için saksı dikkatle yan yatırılıp dibine birkaç kez vurulur. Fidan çukura oturtulur. Gübreli toprakla çukur doldurulur.Yetmezse alt topraktan ilave edilir. Aşı yeri hafifçe örtülür. Toprak ayakla dikkatlice sıkıştırılır. Hemen sulanır.
Gül çıplak köklü dikilecekse açılan çukurun dibine gübreli topraktan bir tümsek yapılır. Köklerin ezik ve yaralı yerleri hafifçe budanır. Kökler yelpaze biçiminde tümseğe yayılır ve çukur dikkatle doldurulur. Sıkıştırılıp sulanır. Çıplak köklü güller mutlaka sonbaharda dikilmelidir. Kökleri sıcak tutmak için fidanın dibine biraz saman veya kuru yaprak örtülür.
Bir kova içinde birer kürek gübre ve killi toprak az suyla eritilip dikimden önce kökler bu sulu balçığa batırılırsa daha kolay tutar.
DİKİM ARALIKLARI NE KADAR OLMALI..
Bu önemli bir ayrıntıdır. Fidanlar arasında yeteri kadar aralık bulunmazsa bitkiler havasız kalacağından mantar hastalıkları artar. Bakım işleri zorlaşır. Gülün cinsine göre dikim aralıkları şöyle olmalıdır:
Minyatür güller: 30 cm.
Melez çay ve demet güller, boylarına göre:
Kısa: 45 - 60 cm.
Orta: 60 - 75 cm.
uzun:75 cm. - 1 metre
Çalı güller: Boyuna göre 50 cm. ile 1,5 metre arası..
Sarmaşık güller: 2 metre..
GÜL NASIL BUDANIR..
Güller budandıkça gençleşir ve ömrü uzar. Her yıl budama yapılmalıdır.Bu pek zor değil ancak teknik gerektiren bir iştir. Bunu öğrenmek için en iyi metot budama mevsiminde bir gül serasını ziyaret edip,olayı bizzat yerinde görmektir.
Öncelikle kaliteli bir gül makası gerekir. Elleri koruyacak uygun bir eldiven de unutulmamalıdır.
Tekrar açan güller iklime göre ocak ve mart ayları arasında budanır. Bir kez açanlar ise çiçekleri geçtikten hemen sonra yazın budanmalıdır. Baharda budanırlarsa o yıl çiçek açmazlar. Gül budaması gülün cinsine göre farklılık gösterir.
Budamaya başlarken öncelikle kuru,hastalıklı ve zayıf ve çok ince dalları dipten kesin. Bitki çalılaşmışsa hava alması için orta kısımdan birkaç dal alın. Bunlar düzgün olmayan çapraz dallar olabilir. Gülleriniz üç yıllık olunca her yıl eski dallardan üç de birini kesin. Gül budarken daima dalın dış yüzeyindeki bir gözün yarım cm. üzerinden kesin. Hafif verev,temiz bir kesik olsun.
Yeni dikilmiş güller kuvvetlenmesi için ilk yıl derin budanır. Aşı yeri üzerinden 15 cm. yani 3-5 göz üzerinden budanmalıdır.
Yetişkin melez çay ve demet güller de her dal 5-6 göz üzerinden budanır.
Çalı gülleri yüksekliğinin yarısı kadar kesilir. Kuru ve bozuk dallar ayıklanır.Derin budanmaz.
Sarmaşık güller ilk yıllarda şekil verilmek için budanır. Daha sonraları yalnızca kuru, bozuk ve hastalıklı dalları ayıklanır.
Minyatür güller de daha çok normal bir makasla hafifçe budanır. Kuru ve hastalıklı dalları ayıklanır.
Gül bitkisi için hijyen çok önemlidir. Budama sırasında çıkan bütün artıklar yakılarak yok edilmeli veya derhal bahçeden uzaklaştırılmalıdır.
YAZ BUDAMASI..
Bahar ve yaz aylarında gül keserken,her dalın üzerinde 4-5 göz bırakmaya dikkat edilir. Böylece dal körleşmez. Kalan gözlerden yeni tomurcuklar verir. Yeni dikilen güllerden vazo için gül kesmemelidir. Yalnızca solan güller gül makasıyla temizlenir.
Bazen gül dalları körleşir açmaz. Bunlar birkaç göz altından kesilirse yeni tomurcuk verir. Solmuş güller ve hastalıklı,kuru dallar açma mevsiminde de ayıklanmalıdır.
GÜL HASTALIKLARI
Güllere musallat olan bir çok zararlı vardır. Mantar hastalıkları:
Külleme: Yapraklar ve tomurcuklar pudralanmış gibi beyazlaşır. Zamanla tomurcuklar düşer,yapraklar kıvrılıp kurur.
Pas: Yaprakların altında pas rengi lekeler oluşur. Zamanla genişler ve yaprakları kurutur.
Siyah Nokta: Yapraklarda siyah noktalar oluşur.Genişleyerek yaprakları kurutur.
Güller budandıktan hemen sonra bakır esaslı bir mantar ilacı ile ilaçlanmalı ve bu işlem 2 haftada bir tekrarlanmalıdır. (Cupravit,Antracol vs.) Hastalık görünmeden ilaçlama şarttır.Başlamışsa ilaçlama olan hasarı düzeltmez ama hastalığı durdurur.
Zararlı böcekler: Gül bitleri,tırtıllar,testereli arı ve çeşitli böcekler..Bunlar ya bitkinin özsuyunu emer,ya da çiçek ve yaprakları yiyerek bitkiye zarar verirler.Uygun ilaçlar kullanılmalıdır.
Bazı böcekler dalların içine girerek boşaltırlar. Böyle hastalıklı dalları sağlam yerine kadar budamalıdır.
Mantar hastalıklarında belirti görülmeden ilaçlama yapılır. Böcek ilaçları ise zararlılar görüldükten sonra kullanılır. Bu ayrıntıya dikkat edilmelidir.
İlaçlama kuru,rüzgarsız,güneşsiz ve serin havada yapılır. Akşam üstü en uygun zamandır. İlacın tarifesi dikkatle okunur. Buna göre işlem yapılır.
SULAMA:
Gül dayanıklı bir bitki olduğu için,fazla sulanmasa da kolay kurumaz. Ancak çiçekleri küçülür,yeni tomurcuk vermez. Bitki gelişemez. Yeni fideler düzenli sulanmaz ise kuruyabilir. Bol sulanan güller sürekli gelişir ve çiçeksiz kalmaz. Ancak dibinde su beklememelidir.
En ideal sulama için gül fidanının çevresi hafif çukurlaştırılır. Haftada 1-2 defa bu çukur suyla doldurulur. Sadece toprağı ıslatmak yetmez. Az ve sık sulamak faydadan çok zarar verir. Saksı gülleri daha sık sulanmalıdır